Ana içeriğe atla

EFSANELER ANILDIKÇA YAŞAR

Uygarlıklar ve efsaneler şehri Urfa'ya selam olsun. Sevgili okurlarım bu yazımda sizlerle Halil-Ür Rahman ve Aynzeliha Gölü Efsânesi ni paylaşmak istedim . Halil-Ür Rahman ve Aynzeliha Gölü Efsânesi Nemrut, zulmü ile çevresine korku ve dehşet saçan bir hükümdârdır. Bir gece gördüğü rüyayı yorumlatır. Doğacak çocuklardan birinin kendisini öldüreceğini öğrenir. Hemen o yıl doğacak bütün çocukların öldürülmesini emreder. Nemrut’un askerleri emri uygulamaya başlar. İbrahim peygamberin annesi Sara, kaçarak bir mağaraya gizlenir. Çocuğunu bu mağarada doğurur ve çocuğunu burada bırakıp evine döner. Çocuğu bir dişi ceylan emzirir. Aradan zaman geçer, askerler İbrahim’i mağarada bulurlar. Nemrut huzuruna getirirler. Hiç çocuğu olmayan Nemrut ondan hoşlanır ve İbrahim’i yanına alıp büyütür. Nemrut’un zulmü, haksızlığı ve putlara tapışını, halkın da putlara tapmaya zorlanılışını gören İbrahim, insanların kendi elleriyle yaptıkları bu putların tanrı olamayacağını söyler. Halka bu düşüncesini anlatır. Halk korkudan ağzını açamaz. Bir tören günü herkesin törene gittiği bir zamanda İbrahim sarayın putlar bölümüne girer, bir balta ile bütün putları parçalar, baltayı da en büyük putun üstüne bırakır. Törenden dönenler endişeye kapılıp Nemrut’a haber verirler. Görevliler Hz. İbrahim’e kızdıklarından bunu onun yapabileceğini öne sürerler. Hz. İbrahim yargılanır, kendisine sorular sorulur ve cevabı “görüyorsunuz ya işte balta büyük putun ellerinde, her halde bu işi o yapmıştır” der. Öfkelenen Nemrut, “bir taş parçası baltayı eline alıp bu işi nasıl yapar” diye haykırınca; Hz. İbrahim “işte benim anlatmak istediğim de budur. Siz kendi ellerinizle yaptığınız bu taş parçalarından medet umuyor, sizi kötülüklerden korumasını bekliyorsunuz. Tanrı diye ona tapıyor, adak adıyor, başınız daralınca ona koşuyorsunuz. Bu gerçekten tanrı ise neden böyle bir işi yapamaz” deyince şaşkınlık geçiren Nemrut, İbrahim’in ateşe atılarak cezalandırılmasını emreder. Her taraftan toplanan odunlar, bugünkü Halil-ür Rahman Gölü’nün bulunduğu yere yığılır, ateş yakılır ve bugünkü kalenin bulunduğu tepenin üzerinden İbrahim Aleyhiselam mancınıklarla ateşe fırlatılır. Nemrut’un kızı, Zeliha, yalvarmasına rağmen babasının yüreği yumuşamaz. İbrahim Aleyhiselam ateşe düştüğünde burası bir göl ve gül bahçesine dönüşür. Yakılan odunlar ise balık olur. Bu göle daha sonra Halil-ür Rahman Gölü adı verilir. Hz. İbrahim’in ardından kendisini ateşe atan Nemrut’un kızı Zeliha’nın ise düştüğü yerde bugünkü Aynzeliha Gölü oluşur. Halkın inanışına göre, bu göller ve içindeki balıklar kutsal sayılmaktadır. Bu balıklara dokunanların başına bela geleceğine inanılır.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Prof. Dr. Reşat KASAP KİMDİR

Prof. Dr. Reşat KASAP KİMDİR Rize Belediye Başkanı 1961 Yılında Rize’de doğdu. İlkokulu Derepazarı Bahattinpaşa İlkokulunda, Ortaokulu Derepazarı Ortaokulunda, Liseyi ise Samsun 19 Mayıs Lisesi'nde tamamladı. Lisans ve Yüksek Lisansını 1984 ve 1987 yıllarında Gazi Üniversitesi İstatistik Bölümü’nde bitirdi. Doktorasını, 1992 yılında Wales Üniversitesi (İngiltere)’de yaptı. 1993’de Yardımcı Doçent, 1998’de Doçent ve 2004’de Profesör oldu. Yarısı yurt dışı olmak üzere 70’in üzerinde bilimsel çalışması bulunmaktadır. Çeşitli yurt içi ve yurt dışı sempozyum ve toplantılar düzenleyerek, kurum ve kuruluşlara davetli seminerler veren ve panellerde konuşmacı olarak katılan Sayın Kasap, Gazi Üniversitesi’nde birer dönem İstatistik Bölüm Başkan Yardımcılığı ve Bölüm Başkanlığı yaptı (2008-2013). Bunun yanında, YÖK’te, Türkiye Bologna Uzmanı (2008-2009) ve YÖK, ÖSYM Yürütme Kurulu Üyeliği (2008 – 2011) görevlerinde bulundu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun AB müzakere çerçevesinde “İ

TARİHTE ARAPGİR

TARİHTE ARAPGİR : Çok eski bir tarihi geçmişe sahip olan Arapgir, Malatya ili ile yaşıt denecek kadar eskidir. Şehrin M.Ö. 1200 yıllarında kurulduğu ve ilk yerilerinin Muşkiler olduğu bilinmektedir. M.Ö. 853 yılında Arapgir Asur Egemenliği altına girer ve Asur Devletine vergi öder. Daha sonra bölgeye Urartular hakim olur. Bu dönemde Malatya halkının çoğu Mezopotamya’ ya sürülür. M.Ö. 612 tarihinden sonra Arapgir İran (Met) Devletinin egemenliği altına girer. Bu durum İskender’ in Anadoluya girdiği 330 yılına kadar sürer. M.Ö. 44 yıllarında Doğu Anadolu Romalıların eline geçmiştir. Yörenin İslam egemenliğine geçmesi Emevi komutanı Davut Bin Süleyman’ ın sayesinde olur. (M.S. 717) Daha sonraları bölge önce Danişmentlilerin eline, 1178 yılında Selçuklu Devletinin eline geçer, Selçuklu Sultanlığının bir Sancağı olur. Selçukluların Moğollara Kösedağı savaşında yenilmesiyle Arapgir Moğolluların eline geçer. Anadolu Beyliklerinin kurulmaya başl

TOKAT KEMALPAŞA KÖYÜ

1936'dan önce Vavru olarak geçiyordu. Daha sonra Oğulcuk olarak değişmiştir. Günümüzde Kemalpaşa olarak bilinmektedir. Beldede Alevilik yaygındır. Meyvecilik(Kiraz,Şeftali,Elma), Sebzecilik, Tarım ve Hayvancılık'tır. Tokat'ın en verimli köylerinden biri olmakla beraber kiraz ihracatında ön sırada bulunmaktadır. Tokat Şehir Merkezine 7 Kilometre uzaklıktadır. Kemalpaşa Beldesi Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma derneği adı altında 2004 yılından beri İstanbul-Maltepe/Zümrüteler adresinde faaliyet göstermektedir.Dernek Başkanı Ali Gidendir Reklamı Göster Reklamı Göster